Küçük Deligilin Kutlu Doğum Haftası
Deligiller bu ara koşturmacalarda… İşler, güçler, Küçük Deligil’in yoğun oyun provaları derken nefes almaya fırsat bulamıyorlar. Fakat havaların ısınması ve güneşin yüzünü göstermesi ile enerjileri yavaş yavaş geri geliyor; yine geri sayımlara başlıyorlar heyecanla 🙂
Oysa Büyük Deligil, bir geri sayımı daha yeni bitirdi 🙂 Evet, 25 Mart Küçük Deligil’in doğum günüydü ve yine kutlu doğum haftası şeklinde kutlandı durdu. Büyük Deligil’in güzel hediyeleri -ki en çok ağlatanı en sona saklamıştı- ile başladı kutlu doğum haftası. Ardından yine bir organize iş peşine düşmüş Büyük Deligilimiz. Asla hiçbir şeyi içinde tutamaz bizim Büyük Deligil, ama iki senedir öyle organize işler peşinde ki, anlatılır gibi değil. Geçen sene birlikte yemeğe gideceğimiz yere binbir atraksiyonla maaile herkesi toplamayı başarmış, tabir-i caizse dakikalarca Küçük Deligil’in ağzının bir karış açık kalmasını sağlamıştı. Bu sene ise hedef Küçük Deligil’in oyun provası idi. Tiyatronun güzel insanları ile organize olup, biz provadayken gizlice tiyatroya sızmış, tam 1,5 saat boyunca gıkını bile çıkarmadan küçücük mutfakta beklemiş, radyo piyesi dinler gibi provayı takip etmiş. Prova biter bitmez çıkıverdi karşıma elinde pastası ile, tabi benim ağzım yine bir karış 🙂 Ertesi günse, güneş bize yüzünü gösterdi bolca. Önce açıkhava kahvaltısı, sonra uzun bir yürüyüş ve ardından şekerlerimizle geçirilen bir akşam üzeriydi yüzümüzden gülümsemeyi eksik etmeyen…
Sevgili Büyük Deligilim, günlerdir bana “iyi ki doğmuşsun” dedin, evet gerçekten de iyi ki doğmuş ve sevgi dolu bakan o iki gözü tanımışım. Hani sana demiştim ya, Özdemis Asaf’ın bir sözü vardır “gerçek değer, geldiğinde boşluk dolduran değil gittiğinde boşluk yaratandır” diye. Nasıl da güzel özetler seni, beni, bizi… Geldiğinde doldurulacak bir boşluk yoktu hayatımda oysa sen buna rağmen öyle bir doldurdun ki hayatımı, yokluğunun yaratacağı boşluk tarif bile edilemez… İyi ki varsın, iyi ki doğdun, iyi ki doğdum…