Ver Elini Zürih
Aylar yıllar sonra, Deligiller’e ilk yazının heyecanı sardı dört yanımı… Blog performansım konusunda kendime 10 üzerinden 0 vererek başlıyorum yıllar sonrasının ilk yazısına. Hedefim, 2017 sonunda notumu en azından 6-7’lere çıkartabilmek…
Aklımda yazacak, tarihe not düşeyim dediğim o kadar çok şey var ki… Deniz kız doğduğundan beri, tiyatro ve mutfağa dair birşeyler kalmadı maalesef hayatta; bulabildiğimiz tüm boşluklarda, vakitle nakiti dengeleyip gezmelere vuruyoruz kendimizi. Deniz kızı da kendimiz gibi seyahat sever yapmak niyetindeyiz. Antalya, Ayvalık ve Bodrum gibi klasik yaz tatillerini saymazsak, son 2,5 yılda Sapanca, Eskişehir, Paris, Amsterdam-Brüksel-Lüksemburg ve Zürih’i kattık Deniz kızın seyyah güncesine. Bilinmeyen herşeyin Deniz’de sonsuz bir kaygı yarattığını düşünürsek (ki bir yıl öncesinin yazılarında bahsettiğimiz “ağlayan bebek” olmasının sebebinin de bu kaygılar olduğunu daha yeni kavradık, bu da ayrı bir yazı konusu olsun) pek kolay olmadı bu seyahatler. Onun stresini yönetmeye çalışmaktan pek bir şey anlamadık ama yılmadan devam etmenin meyvesini geçen Eylül’deki Amsterdam-Brüksel-Lüksemburg tatilinde aldık kesinlikle. Her sabah, “bugün başka bir ülkeye gidecek miyiz Gulyizciğim”, “başka bir şehir görecek miyiz Gulyizciğim” sorularıyla uyanan yumoş minnoş bir çocuk oldu ve sayesinde 8 günlük tatili 3 ülke, 5 şehirle tamamladık. Bu deneyimden aldığımız güç ve Pegasus’un bir günlük 50% indiriminin verdiği gazla, yılbaşı için Zürih biletlerimizi buluverdik elimizde…
Bir önceki tatilimizin, hem Büyük Deligil için hem de benim için çok yoğun bir döneme gelmesi sebebiyle, doğru düzgün hazırlık bile yapamamıştık, biraz doğaçlama bir tatil olmuştu. O yüzden bu sefer hırs yaptım, günler öncesinden alternatif gün planlarını içeren 26 sayfalık bir Word dosyası hazırladım 🙂 İlk gün akşamüzeri ancak otele varacağımız ve son gün de kahvaltının ardından toplanıp otelden çıkacağımız için, 3 tam günü planlayabildik ve tüm bu hazırlıklar sonucunda 3 günün planı şu şekilde çıktı:
- Gün (hem de yılbaşı günü): Bernina Express
- Gün: Zürih’i gezelim görelim planı
- Gün: Okudukça kendimden geçtiğim, keşke bir günümüz daha olsaydı da her ikisine de birer tam gün ayırsaydık dediğim Luzern ve Interlaken
Fakat ne yazık ki kader ağlarını ördü, Deniz kız hasta oldu ve biz ikinci günün planını kısmen, üçüncü günün planını da tamamen iptal etmek zorunda kaldık; Luzern ve Interlaken’ı görmeden, bir tam günü otel odasında geçirdik. Yine de hala ne güzel bir tatildi diye yad edip duruyoruz, bizden adam olmaz 🙂
Yalnız, bizim için bir müddet daha kış seyahati (kış tatili değil ama gezmeli tozmalı seyahat sadece 🙂 ) sanırım olmayacak. Giyin, eldivenini tak, bereni tak, atkını tak; sonra Deniz’i giydir, bin bir güçlükle eldivenini, beresini, atkısını tak; yarım saat yürü, sonra bir yerde otur eldiveni, bereyi atkıyı, montu; Deniz’in eldivenini, beresini, atkısını, montunu çıkart; pusetin üzerine bunları bir dağ şeklinde yığ; kahve içen kahvesini, süt içen sütünü içtikten sonra bu ritüeli tekrar et… Belki hastalık olmasaydı bu kadar şikayetçi olmayabilirdim ama bir de hastalık üzerine binince kış seyahatleri için Deniz’in biraz daha büyümesini beklemeye karar verdik. Şimdilik bize bahar ve yaz seyahatleri gelsin!
Bernina Express ve genel olarak Zürih notları bir sonraki yazıda…